25 Temmuz 2007 Çarşamba

Yemek İçin Yaşamak


Bu kitap bir hayli ilgimi çekti ve konumuza da gayet uygun olması açısından eklemek istedim.

Yaşasın yemek yemek! ;)


“Büyük basın patronu Lord Northcliffe, muhabirlerine kamuoyunun ilgisini çekecek dört konu olduğunu söylemişti: suç, aşk, para ve yemek. Bunların yalnızca sonuncusu temel ve evrenseldir. Suç, en kötü düzenlenmiş toplumlarda bile, azınlığın ilgi alanıdır. Parasız bir ekonomiyi yahut aşksız üremeyi hayal edebiliriz ama yiyeceksiz hayatı edemeyiz. Üstelik yemek, dünyanın en önemli konusu olarak kabul edilmek için yeterli sebebe de sahiptir. Bütün zamanlarda, çoğu insanın temel konusudur.”Bildiğiniz gibi yemek, hiçbir zaman “sadece yemek” değildir! İşte elinizdeki kitap, yiyeceklerin öyküsünü anlatırken insanın ve dünyanın tarihsel serüvenini de gözler önüne seriyor. İnsanın yiyeceğini pişirmekle yaptığı büyük devrimle başlıyor anlatmaya, yamyamlığın günümüzün “sağlıklı beslenme” çılgınlığı ile akrabalığını kuruyor, sömürgeciliğin doğal çevre üzerindeki etkileriyle devam ediyor... Çiftçiler ve çobanlar nasıl ortaya çıktı, Amerikan yerlileri yiyecekleri nasıl saklarlardı, ilk okyanus aşırı yolculuklarda beslenme sorunlarını nasıl çözdüler, bir Ortaçağ ziyafetinin olmazsa olmazları nelerdi?.. Çok eğlenceli, çok öğretici, düşündürücü bir hikâye...(Tanıtım Metninden)

24 Temmuz 2007 Salı

Limonlu Çiğ Hamsi

Efenim, bir süredir yazmak, hatta yapmak ve yapım aşamasını fotoğraflayıp da yazmak istediğim ancak bir türlü vakit bulup da uygulayamadığım bir tarifi aktarmak istiyorum. Bu lezzet tarafımdan uzuuun bir süredir denenmek üzere bekleyip, sonunda benden bir cacık olmayacağına kanaat getirilip, sonunda paylaşılmaya karar verilmiştir.

Malzemelerimiz:
- Hamsi (küçükve taze)
- Limon (1-2 kilo kadar hamsinin miktarına göre değişir)
- Tepsi (orta boy, buzdolabına girecek şekilde)
- Süzgeç(büyük boy)
- Zeytinyağı
- Salata Tabağı(Borcam ya da benzeri)

Hamsiler yıkanır. Bir bıçak yardımıyla sırtlarına bastırılan hamsilerin kılçıkları, kafaları ve kuyruklar ayrılır. Geri kalan iki parça fileto halindeki hamsiler tepsiye, mümkün olduğunca üst üste gelmeyecek şekilde dizilir. Bu arada bir cengaverin mütemadiyen limon sıkması adettendir.
Gerekli olan limon suyu miktarı filetoların üzerini kaplayacak şekilde olmalıdır. Dolayısıyla filetolar yarı batmış yarı yüzer şekilde arzı endam etmelidir.
4-6 saat buzdolabında beklettikten sonra yemeye hazırdır.

* Bu besin maddemize sarımsak da yakışır sanki ama emin olmadığım için tarife müdahale etmeyeyim dedim.
*Rakıyı unutmayacağınızı varsayıyorum.
*Fotoğrafları, keyfim gelip de yaptıktan sonra bizzat ekleyeceğim. Benden önce yapıp da fotoğraf göndermek, hatta "üşenmedim, yaptım gel yiyelim" diyen olursa hayır demeyeceğimi kamuoyuna duyururum. :)

Afiyet olsun:)

13 Temmuz 2007 Cuma

Ehl-i Keyif


Bugünkü yazımız Beyoğlu dolaylarında çılgın insan güruhundan kısmen arınmış, balık-rakı-meze üçlüsü ile coşmak isteyen, fasıl da varsa süper olur diyen keyif düşkünü bünyeler için:)

Ehl-i Keyif ne demekmiş, ne işe yararmış önce ona bakalım.


EHL-i KEYiF ; rakının içine değil de dışına buz koyarak, sek rakı severlere bayram yaşatan bir yapıttır.




Gaziantep yöresine ait Rakı servisidir bu. İki parçadan oluşmaktadır. Bakırdan, ortalarında rakı bardağı sığacak büyüklükte bir bölmesi olan çukurca bir kaptır. Kap ile bölme arasına buz konur ki soğutma işlemi rakının tadı seyreltilmeden yapılabilsin. Rakı bardağı formundaki parça boş kalacak şekilde testi biçimindeki bardağa su doldurulur, iç içe eklenip buzluğa konur. Donduktan sonra, rakı içileceği zaman buzluktan çıkarılıp rakı bardağını içine yerleştirip soğuk soğuk kullanılabilir. Bunlar çoğunlukla -bakir diyarı- yöresinde dökülür ancak Paşabahçe'den modernize versiyonları vardır. Gaziantep bakırcılar çarşısında envai türlü işli, düz modelleri bulunmaktadır.


Mekana çok yakın bir bölgede çalışmam dolayısıyla, öğle yemeklerinde keşfettiğimiz bu güzide mekanı, bir haftasonu akşamı test etme imkanı bulduğumda gerçekten de adına yakışır cinsten keyifli bir yer olduğunu daha iyi farkettim. İstiklal caddesindeki o acaip kalabalığın tersine Kallavi sokağa girdiğinizde, sanki bambaşka bir yere gelmişsiniz havası yaratan o sukunet havası ve süper güleryüzlü garsonların etrafınızda pervane olması, balık ve leziz mezelerin yanında önemli bir artı puan sağlıyor mekan, gayet makul fiyatları da çabası.

LİMİTSİZ MENÜ

10 Çeşit Soğuk Meze
2 Çeşit Ara Sıcak (Sebzeli Paçanga Böreğii, Kızartma)
Ana Yemek (Mezgit, Flato, Hamsi, Çupra, Tavuk Flato, Izgara Köfte)
Mevsim Salata
Mevsim Meyve
Limitsiz Yerli İçki

*Tarih itibariyle bu menünün fiyatı 45 YTL.
Ayrıntılı bilgi için: http://www.ehlikeyif.com.tr/




11 Temmuz 2007 Çarşamba

Sütçü Fevzi'nin yeri

İlk yazımızda Van kahvaltısı konusunda uzman olan Sütçü Fevzi'yi inceleyelim. Yukarıdaki resimde standart bir Van kahvaltısının temel bileşenlerini görmektesiniz. Bu kadar zengin bir sofrayı görünce İstanbul'da yapılan bir kahvaltı ve onun kazık fiyatları aklınıza gelmesin lütfen. Bundan 3 sene önce 3 şaşkın trenle Van'a kahvaltı etmeye gittiğimizde bu enfes kahvaltılardan bol miktarda tüketme imkanı bulduk ve gerçekten enfes ötesi ve oldukça ucuz bir deneyimdi herkese tavsiye ederim ama tercihen trenle gitmeyin uzun sürüyor uçağı tercih edebilirsiniz. tembellik kaynaklı olarak o dönemde Sütçü Fevzi üzerine Ekşi Sözlüğe yazdığım bir yazıyı buraya taşıyorum:

"van ahalisi tarafından ısrarla tavsiye edilen güzel havalarda dışarıya sokağa atmış olduğu masalarda kahvaltı etmenin keyfine doyum olmayan, müşterilerine sunduğu çeşitler arasında bir insanın kahvaltıda yemek isteyebileceği hemen her şeyi sunan örnek vermek gerekirse otlu peynir, bal kaymak, tereyağı, vana özgü tereyağıyla birlikte servis yapılan cacık, sıcak veya soğuk tam yağlı inek sütü, haşlanmış yumurta, menemen, omlet çeşitleri, sucuk ve her türlü peynir türevlerini sayabiliriz sanırım müthiş kahvaltı salonu ayrıca hızlı servis ve garsonların güler yüzlü sohbeti de bunların yanında bonus olarak geliyor tabi daha çayınız bitmeden sürekli bir şekilde yapılan sınırsız çay servisini de unutmamak lazım.

gidilesi her sabah kahvaltı edilesi bir mekan. aldığımız duyumlara göre sabah 5te açılıyor ve bütün van halkında bir adet haline gelmiş olduğunu gözlemlediğimiz keşke istanbulda da olsa bu adet dediğimiz, biraz erken saatte kalkıp şehirde çok miktarda bulunan kahvaltı salonlarında kahvaltı edilmesi ekolünün en iyi temsilcilerinden birisi."

Ayrıca Sütçü Fevzi'nin artık bir web sitesi de mevcut bir bakın edin ilgilenirseniz:
http://www.sutcufevzi.com/index.html

Açık davet

İlk yazımız sizlere bir davettir bu sevgili dostlar. Bir arkadaşın dürtmesi ve isteği üzerine halka açık bu blogu başlatmak ve sizlerin de konu ile ilgili yazılarınızı bekliyorum. İsimden anlaşılabileceği üzere blogumuz yeme içme üzerine olacak. Yazılar yemek anıları, güzel lokantalar, hatta yemek tariflerinden oluşur, tabi destek verir bir el atarsanız. Böylece ortak bir yemek bilinci oluşturur güzel mekanları, yemekleri bulmamız kolaylaşır.

Yazılarınızı bana ulaştırın, bende keyfim olursa yayınlayayım. Mail atın veya msn'den ulaşın: travma@gmail.com emrahyalim@hotmail.com